Ekonomi
politikalarının liberalleştiği, teknolojik seviyenin hızla arttığı, tü ketici
istek ve ihtiyaçlarının farklılaştı ğı, iletişim ve lojistik altyapısının güç
lendiği dünyamızda firmalar için rekabet ortamı, ulusal pazarlardan
uluslararası pazarlara taşınmış ve rekabet şartları daha da zorlaşmıştır.
Küresel rekabet şartlarının, sermaye ve bilgi birikimiyle kurumsallaşma sü
recini tamamlamış büyük firmalardan çok, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde
ekonomilerin belkemiği konumunda olan küçük ve orta ölçekli firmalar üzerindeki
etkilerinin daha yıkı cı olması, kalkınmada ve gelir dağılı mında kilit rol
oynayan küçük ve orta ölçekli firmaların rekabet gücünü artıracak stratejilerin
günümüzde daha da önemli hale gelmesine neden olmuştur.
Bu çalışmada küçük ve
orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ), rekabet stratejileri ile rekabet gücü
ilişkisi Michael Porter’ın ortaya koyduğu model çer çevesinde incelenmiştir.
KOBİ’lerin Sosyal ve Ekonomik Önemi KOBİ’ler, ülkelerin sosyal ve ekonomik
yapısı içinde, endüstrileşme, sağlıklı kentleşme, optimum dağıtım ve ticaret
uygulamaları alanlarında önemli yerleri bulunmaktadır. Bölgeler arası
dengesizliğin giderilmesinden, üretim kaynaklarının etkin olarak kullanılmasına
kadar, ekonomi için vazgeçilmez unsurlara sahip oldukları için ülkelerin
ekonomik politika ve stratejilerinin oluşturulmasında etkin rol
oynamaktadırlar. KOBİ’ler yatırım, üretim, istihdam ve ödedikleri vergi
açısından ekonomiye katkıda bulunurlarken, aynı zamanda, coğrafi açı dan
ülkenin bütün bölgelerine dağılmış olmaları nedeniyle bölgesel kalkınmada son
derece önemli görevler üstlenmektedirler (Yılmaz, 2004: 58). KOBİ’ler, diğer
ülkelerin ekonomilerinde olduğu gibi, Türkiye ekonomisine de dinamizm katan ve
ekonomiyi sürükleyen unsurlarından biridir. Türkiye’de KOBİ’ler, toplam
işletmelerin %99,89’unu, toplam işgücü nün %76,7’sini çalıştırmakta ve toplam
katma değerin %38’lik kısmını yaratmaktadır.
Ayrıca KOBİ’ler toplam
ihracatın %8 10’unu gerçekleştirmekte, toplam kredi hacminden %25,2 ve toplam
yatırımlardan %26,5 pay almaktadır (DPT, 2007: 24). Türkiye’deki KOBİ’lerin
Sorunları Ülkemizdeki KOBİ’lerin küresel rekabette yaşadığı temel sorunları
finansman, nitelikli işgücü, bilgi ve iletişim teknolojileri, Ar Ge ve
yenilikçilik ile pazarlama ve ihracat olmak üzere beş grup altında incelemek
mümkündür (http://www.kosgeb.gov.tr). Finansman: KOBİ’ler teminat sorunları
nedeniyle, kredilerden düşük pay almaktadır. Kredi kullanımı ve AB fonları
konularındaki bilgi eksikliği ile sermaye piyasalarında yeterince yer alamaması
finansal açıdan yaşanılan başlıca sorunlar arasındadır. Nitelikli işgücü
yetersizliği: Yüksek nitelikli işgücünü istihdam edecek mali imkânların
olmaması ve ülkemizin ara eleman yetiştirme konusunda yetersiz kalması
KOBİ’lerin nitelikli iş gücünden mahrum kalmasına neden olmaktadır.
Üniversite sanayi
işbirliğinin zayıf olması işgücünün nitelik kazanmasını olumsuz etkileyen diğer
bir faktördür. Bilgi ve iletişim teknolojileri: KOBİ’ler bilgi eksikliği başta
olmak üzere, donanım, yazılım ve altyapı yatırımları nın yüksek maliyetli oluşu
nedeniyle, bilgi ve iletişim teknolojilerinin sağladığı imkânlardan gerektiği
kadar faydalanamamaktadır.
Ar Ge ve yenilikçilik:
Ülkemiz teknoloji üretiminde henüz yeterli seviyeye ulaşmadığından, sanayinin
ihtiyacı olan teknoloji dışarıdan transfer edilmektedir. Bunun sonucunda,
yüksek bakım onarım maliyetlerine katlanmak durumunda kalmaktadır. Ayrıca
yenilik konusundaki bilgi ve vizyon eksikliği de işletmelerin rekabet gücünü
olumsuz etkilemektedir. Pazarlama ve ihracat: Markalaşma bilincinin eksik
olması, e ticaret uygulamaların, reklam ve tanıtım faaliyetlerinin etkin
kullanılmaması, ortak pazarlama ve ihracat yöntemlerinin olmayışı ve dış
pazarlar hakkındaki bilgi eksikliği KOBİ’lerin pazarlama ve ihracat açısından
yaşadığı sorunların temel nedenlerini oluşturmaktadır.
Rekabet Gücü ve Ölçeği
Rekabet; “kıt bir şeyi paylaşmak veya bir ödül elde etmek amacıyla belli kural
ve kısıtlamalar çerçevesinde temel özgürlüklerin ve insan haklarının garanti
altına alındığı ve hiçbir ayrıcalığın ve ayrımcılığın olmadığı bir ortamda birden
fazla oyuncu arasında oynanan bir oyun veya bir yarış” olarak ifade
edilmektedir (http://rekabetdernegi.org). Rekabet gücü ise; “bir firmanın diğer
firmalar karşısında sunmuş olduğu mal ve hizmetler sayesinde rakiplerin,
potansiyel müşterilerin, firmanın sahip ve ortaklarının gözünde eriştiği maddi
ve manevi üstünlükler” olarak tanımlanmaktadır (Çevik, 2003: 40). Çok boyutlu
bir kavram olan rekabet gücü, literatürde ulusal, endüstriyel ve firma
düzeylerinde olmak üzere üç ölçekte ele alınmakta ve tanımlanmaya
çalışılmaktadır.
Her düzeyde rekabetin
farklı ölçütlerinin veya göstergelerinin olmasına paralel olarak, uygulanma
şekilleri ülkenin, endüstrinin ve firmanın durumuna göre de ğişmektedir. Bütün
bu faktörler göz önünde tutulursa ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücü,
“bir ülkenin, serbest ve adil piyasa koşulları altında, bir yandan uzun vadede
halkının reel gelirini artırırken, öte yandan, uluslararası piyasaların
koşullarına ve standartlarına uygun mal ve hizmetleri üretebilme yeteneğidir.”
Uluslararası rekabet gücünün artırılması, üstün bir verimlilik performansına ve
yüksek reel ücretlere sahip olan iktisadi faaliyetlere, ülke kaynaklarının
yönlendirilmesi yeteneğine bağlıdır.
Rekabet gücü, sadece
dışarıya mal satma ve dış ticaret dengesini sağlama yeteneği de ğildir. Bunun
yanı sıra bir ülkenin gelir ve istihdam düzeyini artırabilme ve yaşam
kalitesinde kabul edilebilir ve sürekli artışlar sağlayabilme ve uluslararası
pazarlardaki payını artırabilme yeteneğidir (Aktan, 2004: 16 18). Başka bir
ifadeyle, “endüstri düzeyinde rekabet gücü, bir sanayinin rakiplerine eşit ya
da daha üst düzeyde bir verimlilik düzeyinde uluslararası piyasanın gereklerine
uygun mal ve hizmet üretebilme ve daha düşük maliyetlerle uluslararası
piyasaların standart ve taleplerine uygun mal ve hizmetleri üretebilmesini
sağlayan icat ve yenilikleri gerçekleştirme yetene ğidir” (Aktan, 2004: 36).
Firma düzeyinde
rekabet gücü, “herhangi bir firmanın ulusal ya da uluslararası piyasalarda
rakiplerine kıyasla düşük maliyette üretimde bulunabilme (fiyat ve maliyet
rekabet gücü), ürünün kalitesi, sunulan hizmet ve ürünün çekiciliği (kalite
rekabet gücü) gibi unsurlar açısından rakiplerine denk veya daha üstün bir
durumda olma, ayrıca yenilik ve icat yapabilme yeteneğidir” (Aktan, 2003: 36).
Rekabet gücünün ulusal, endüstriyel ve firma düzeyleri arasındaki ilişkisini
daha iyi anlamak açısından Şekil 1’i incelemek faydalı olacaktır. Şekil 1’de
firmaların toplam rekabet gücünün, endüstri rekabet gücünü, endüstrilerin
toplam rekabet gücünün da bir ülkenin ulusal rekabet gücünü oluşturduğu
vurgulanmaktadır.
Endüstri FirmaRekabet
Gücünün Temel Belirleyenleri Rekabet gücü, sadece doğal kaynak, işgücü veya
sermaye üstünlükleri ile açıklanamayacak kadar karmaşık bir kavram olması nedeniyle
rekabet gücüne etki eden tüm faktörlerin ve söz konusu faktörlerin karşı lıklı
etkileşimlerinin dikkate alınması gerekir. Amerikalı bilim adamı, Michael
Porter’ın geliştirdiği “Elmas Modeli” rekabet gücünü kapsamlı bir bi çimde
inceleyen en önemli çalışmadır.
Porter’a göre, bir
ülkenin belirli bir endüstride uluslararası başarı elde etmesi; yerel
firmaların rekabet ettiği ortamı biçimlendiren, rekabetçi üstünlük
yaratılmasını etkileyen ve ba şarının sürdürülebilir kılınması için ilgili tüm
alanlarda gelişme sağlanması gereken dört genel hususa bağlıdır (Porter, 1990a:
4 14, Porter, 2004: 22). Faktör koşulları: Belirli bir endüstride rekabet
edebilmek için gerekli olan, nitelikli işgücü veya altyapı gibi üretim
faktörlerinin durumu.
Talep koşulları: Bir
endüstride üretilen ürünler veya hizmet için yurtiçi talep yapısı. İlgili veya
destekleyici endüstriler: Uluslararası düzeyde rekabet gücü olan tedarikçi ve
ilgili endüstrilerin mevcudiyeti. Firma stratejisi, yapısı ve rekabet düzeyi:
Bir ülkede firmaların oluşumunu, organize yapısını ve yönetimini etkileyen ülke
koşulları ve yurtiçi rekabet durumu. Porter’e göre, bir ülkenin yukarıda bir
sistem halinde verilen ve “ulusal elmas” olarak tanımlanan söz konusu ulusal
rekabet gücü belirleyicilerinin en elverişli olduğu endüstrilerde veya daha alt
endüstri kategorilerinde ba şarılı olma ihtimali en yüksek olacaktır.
İktisadi gelişme
süreci, firmaların sürekli daha yüksek başarı ve verimlik elde edebilecek
şekilde bu elmasın iyileştirilmesinden ibarettir (Snowdon ve Stonehouse, 2006:
166).
Şekil 2’de görüldüğü üzere, iki değiş ken bu sistemi
önemli derecede etkilemektedir ve teorinin tamamlanabilmesi bakımından gerekli
görülmektedir. Bunlar, şans faktörü (rastlantısal olaylar) ve hükümetin
rolüdür. Şans faktörü bağlamında, rekabet gü cünü etkileyen bazı gelişmeler
(olaylar) hususunda; temel icatlar ve ana teknolojik dönüşümler (örneğin;
biyoteknoloji, mikroelektronik), petrol şokları gibi girdi maliyetlerindeki de
ğişimler, dünya mali piyasalarında ve döviz kurlarındaki önemli dalgalanmalar,
dış kaynaklı politik gelişmeler ve savaşlar örnek olarak verilmektedir.
Bunlar, firmaların ve
genellikle hü kümetlerin kontrolleri dışında olup, bir ara dönem niteliğinde,
ülkenin mevcut sanayi yapısının yeniden şekillenmesine yol açmakta ve
diğerlerine baskın gelecek şekilde bazı ülke firmalarına fırsatlar veya
tehditler sunmakta ve böylece birçok endüstride rekabet gücünün değişmesinde
önemli rol oynamaktadır. Elmas Modeli’ni tamamlayan son unsur hükümetin
rolüdür. Uluslararası rekabet gücü bakımından hükümetlerin gerçek rolü, rekabet
gücünün dört genel belirleyicisini etkilemek suretiyle görülmektedir. Örneğin,
devlet yardımları (teşvikler) ve eğitim politikalarıyla faktör koşulları, vergi
politikaları ve ürün standartları veya düzenlemelerle talep koşulları,
antitröst politikalarıyla, yurtiçi rekabet etkilenmektedir. Ayrıca, hükümetler
savunma sanayi, uçak, demiryolu taşıtları vb. ulaşım araçları, inşaat
malzemeleri gibi bazı endüstrilerde önemli bir alıcı konumunda bulunmaktadır
(Porter, 1990a: 108).
Rekabet Stratejisi
Rekabet stratejisi; “benzersiz bir de ğer karması oluşturmak için, bilinçli
olarak farklı faaliyetlerin seçimi” olarak tanımlanmaktadır (Porter, 1996: 64).
Diğer bir ifadeyle; “firmayı, rakiplerinden ayıran yeteneklerin maksimum
edilmesi amacıyla pozisyon almasına” rekabet stratejisi adı verilmektedir
(Munive Hernandez ve di ğerleri, 2004: 691). Bir rekabet stratejisi
geliştirmek, temelde bir firmanın nasıl hareket edeceği, hedeflerinin neler
olması gerektiği ve bu hedefleri gerçekleştirmek için hangi politikaların
gerektiği konularında genel bir formül geliştirmek demektir. Porter, rekabet
stratejilerinin geliştirilmesinde dört temel faktörün dikkate alınması
gerektiğini vurgulamaktadır.
Firmanın güçlü ve
zayıf yanları (finansal, teknolojik durum v.b.), organizasyonun kişisel
değerleri (uygulayıcı konumda olan yönetici ve diğer personelin motivasyon ve
ihtiyaçları) rekabet stratejisindeki firma içi sınırlamaları belirlerken,
rekabet ortamı (sektördeki fırsat ve tehditler) ile sosyal beklentiler (devlet
politikaları, sosyal olaylar, örf ve adetler, v.b.) firma dışı sınırlamaları
ortaya koymaktadır (Bkz: Şekil 3).
Rekabet stratejisi oluşturulurken, öncelikle firmanın varsa
mevcut stratejisi ortaya konmalıdır. Durum analizi yapılarak firmanın iç ve dış
SWOT analizi yapılmalıdır.
Firmanın güçlü ve
zayıf yanları ortaya konularak iç durum analizi yapılmalıdır. Aynı şekilde
rakiplerin güçlü ve zayıf yönleri tespit edilerek dış durum analizi yapılmalı
ve sektörün durumu analiz edilmelidir. Organizasyon dışındaki siyasal ve
toplumsal faktörler analiz edilmeli, olası beklentiler, değişiklikler tespit
edilmeye çalışılmalıdır (Aktan ve Vural, 2004: 107 108). Porter’ın Rekabet
Stratejisi Modeli Porter’a göre, firmaların pozisyonları nı endüstri güçlerine
karşı savunabilmesi için, genel olarak, izleyebileceği üç temel strateji
bulunmaktadır. Şekil 4’te görüldüğü gibi firmalar rakiplerine kâr veya
performans farkı yaratmak için maliyet avantajı, farklılaştırma avantajı veya
odaklanma avantajı yönünde kendilerini konumlandı rarak beş gücün etkisinden
(endüstri içi rekabet, alıcıların gücü, arz edicilerin gücü, ikame mallar ve
girişler) kendisini korumaya çalışmaktadır (Barca, 2002: 34).
Maliyet liderliği,
rekabet edilecek pazarda rakipler arasında üretimi ve da ğıtımı en düşük
maliyetle başarmayı amaçlayan bir stratejidir. Firma, bu stratejiyi seçerse
rakip ürünlerle kı yaslandığında, kendi ürününe daha düşük fiyat verebilecek ve
pazarda yeterli bir paya sahip olabilecektir. Bunun için firmalar satın alma,
üretim, mühendislik ve dağıtım ağında etkili olmaya çalışmaktadır. Bu
stratejide firmanın en önemli konusu; maliyetleri kontrol ederek düşürmeye
çalış mak ve maliyet liderliğini azaltabilecek her eylemden kaçınmaktır.
Farklılaştırma stratejisini benimseyen firmalar, eşsiz bir ürün veya
hizmetoluşturarak rekabet avantajı elde etmeye çalışmaktadır. Bu tür firmaların
bazı ortak özellikleri, güçlü pazarlama yeteneğine sahip olmaları, ürün mü
hendisliğine ve Ar Ge’ye çok önem vermeleri, kaliteli ürünlerinden dolayı
kurumsal itibara sahip olmaları ve yüksek kalifiyeli işgöreni firmaya
rahatlıkla çekebilmeleridir.
Farklılaştırma
stratejisi, marka bilinci ve sadakati oluşturmasından dolayı firmaya, rekabet
avantajı sağlamaktadır. Marka bilinci ve sadakatine sahip olan tüketiciler,
ürünün fiyatındaki değişimlere karşı daha az duyarlı olması farklılaş tırma
stratejisi izleyen firmaların kâr marjını yükseltmesini ve yeni alanlara
rahatlıkla yatırım yapabilmesini sağ lamaktadır. Odaklanma stratejisinde firma,
tüm pazara hitap etmek yerine, belirli bir pazar bölümüne odaklanmayı
benimsemektedir. Bir ya da daha fazla küçük pazara yoğunlaşıp daha etkin
rekabet edileceği düşünülür. Kaynakları sınırlı ve iş hayatına yeni atılacak
bir firma için, daha düşük maliyetlerle çalışma ve küçük bir pazarın ihtiyaç
larına etkin biçimde hizmet verebilme olanağı, bu strateji ile sağlanmaktadır.
Bu strateji firmanın
pazar boş luklarını görebilme yeteneğine bağlı dır. Firma maliyet liderliği ve
farklılaş tırma stratejilerini kullanarak pazarın istediğine
odaklanabilmelidir. Ayrıca pazarın büyüklüğü konusunda da ısrarcı
davranmaktansa odaklanabileceği bir pazarda faaliyet göstermelidir (Odabaşı,
2001: 34). Rekabet Stratejilerinin Gereklilikleri Firmalar maliyet,
farklılaştırma ve odaklanma kavramlarını stratejilerinin öznesi yapabilmek için
öncelikle her kademede kalifiye elemanlara yer vermelidir. Kalifiye elemanların
sahip olacağı araştırma yeteneği ve yaratı cılık, firmaların stratejilerini
daha özgün kılacaktır.
Ayrıca işgörenleri teş
vik edebilecek sistemlerin kurulması na önem verilmelidir.
Organizasyon yapısı genel stratejinin uygulanabilirliğini
etkilemektedir. Dolayısıyla iletişim kanallarındaki akışkanlık firmanın
performansını etkileyecektir. Performans değerlendirme sistemleri ve kontrol
sistemleri sağlıklı bir şekilde kurulmalıdır. Ayrı ca bu stratejik kavramların
örgüt kültürüne entegrasyonu sağlanmalıdır. Eğer kültürde bu kavramlar
oluşmamışsa firmanın rotasında sürekli bir sapma olması muhtemeldir. Teknoloji,
üretimden pazarlamaya kadar geçen süreçte etkin bir role sahiptir. Eğer
teknolojik olarak değişime uyum sağlayamazsa genel stratejilerde bir üstünlük
kuramaz. Örneğin maliyetleri düşürmek için üretim sü reçlerindeki hızı ve
kaliteyi etkileyen teknolojiyi sürekli yenilemesi gerekmektedir.
Bu bağlamda,
stratejiler işletmelerin bütün fonksiyonlarında en üst dü zeyde organize
edilmesi gerekmektedir. Bahsedilen stratejilerin uygulanabilmesi için
işletmelerin sahip olması gereken özellikler Tablo 1’de gösterilmiştir.
Sonuç olarak; Porter, firmaların çevrelerine karşı
oluşturdukları stratejik davranışların rekabet avantajlarını belirlediğini
ifade etmektedir. Porter’ın rekabet stratejisi modeli başlığı altında
detaylandırılan maliyet, farklılaştırma ve odaklanma stratejileri doğrultusunda
rekabet avantajı elde edebilirler. Yapılan araş tırmalarda da, önem düzeyleri
değişmekle birlikte, rekabet stratejileri ile firmaların rekabet gücü arasında
olumlu ilişkinin olduğu tespit edilmiştir (Kim ve Lim, 1988: 813).
Bu bağlamda rekabet
stratejilerinin, firma performansı açısından önemli bir belirleyici olduğu
düşünülmektedir.
KAYNAKÇA
•AKTAN, C. C., “Avrupa
Birliğinin Rekabet Gücü,” MESS Mercek, Sayı: 32, Yıl: 8, 2003.
• AKTAN, C. ve VURAL,
Y., Rekabet Dizisi: 2, Rekabet Gücü ve Rekabet Stratejileri, Türkiye İşveren
Sendikaları Konfederasyonları, Yayın No: 254, Ankara, 2004.
• BARCA, M.,
Editörler: İsmail DALAY, Recai ÇOSKUN, Remzi ALTUNIŞIK, Stratejik Yönetim
Yaklaşımları: Rekabet Avantajı Yaratmada Sinerjik Etki, Stratejik Boyutuyla
Modern Yönetim Yaklaşımları, 1. Baskı, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul,
2002.
• ÇEVİK, E, Türk Hazır
Giyim Sektöründe Rekabet Avantajı Oluşturmada İnsan Kaynaklarının Değişen Rolü,
Sakarya, 2003.
•
DPT, “KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı (2007 2009)”
• KIM, Y. and LIM, K.,
“Environment, generic strategies, and performance in a rapidly developing
country: A taxonomic approach,” Academy of Management Journal, Vol.31, No:4,
1988.
• MUNIVE HERNANDEZ E.
J., DEWHURST F. W., PRITCHARD M. C., BARBER K. D., “Modelling The Strategy
Management Process An Initial BPM Approach”, Business Process Management
Journal, Vol. 10 No. 6, 2004.
• ODABAŞI, Y.,
Pazarlama Planı Rehberi, KOSGEB Girişimciliği Geliştirme Merkezi, Seçkin
Matbaası, Ankara, 2001. • PORTER, M., (1990a), The Competitive Advantages of
Nations, The Macmillian Press Ltd., London and Basingstoke, 1990.
• PORTER, M., (1990b),
“New Global Strategies for Competitive Advantage”, Planning Review, May/ June,
1990. • PORTER, M., “Building the Microeconomic Foundations of Prosperity:
Findings from the Business Competitiveness Index”, Global Competitiveness
Report 2003 2004, World Economic Forum, 2004.
• PORTER, M., “What is
Strategy?”, Harvard Business Rewiew, Nowember December, 1996
•
PORTER, M., Rekabet Stratejisi Sektör ve Rakip Analiz Teknikleri, 2. Baskı, Çev., Gülen
Ulubilgen, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2003.
• SNOWDON, B. and
STONEHOUSE, G., “Competitiveness in a globalised world: Michael Porter on the
microeconomic foundations of the competitiveness of nations, regions, and
firms”, interview with Professor Michael Porter, Journal of International
Business Studies, Vol. 37, 2006.
• YILMAZ, B., “Küçük
ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Toplumda Üstlendikleri Roller Bakımından
Analizi”, Dış Ticaret Dergisi, Yıl 9, Sayı 30, 2004.
•
http://www.kosgeb.gov.tr
•
http://rekabetdernegi.org