10 Ocak 2014 Cuma
HERŞEY OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ GELİŞİYOR
Çok sevdiğim bir Amerikan şiirinin bir mısrasında “sen bunun farkında olmayabilirisin ama hayat olması gerektiği şekilde ilerler” diye bir mısra vardır. Son zamanlarda olanlar bana bu mısrayı anımsatıyor.
Oysa biz “acıların insanıyız”, hep hayal kırıklığına uğramışız, herşeyin aleyhimize geliştiği düşüncesiyle dizlerimizi döverek haykırıyoruz. Sanıyoruz ki olabilecek en kötü sonuçları “ben zaten biliyordum” diye ilan edersek hayalkırıklığını daha güçlü bir şekilde atlatırız.
Geçmiş ve bugün farklı.
Başbakan “büyük yolsuzluk” skandalında ne yapsa konu kapanmıyor. Yargıya alenen müdahale ediyor. Etmese bu işin sonunda oğlu, eşi, kızı ve kendisi hapise düşecek. Vasfiye teyze deyimiyle “ee mecbur, alenen yargıya müdahele edecek”.
Kılıçdaroğlu, İnce ve CHP’nin kadrosu çok etkin bir karşılık veriyorlar. Konuyu saptırmadan “yolsuzluk, yolsuzluktur” diyorlar başka bir şey demiyorlar. Erdoğan gündemi ne kadar değiştirirse değiştirsin, CHP tuzağa düşmüyor. Kılıçdaroğlu doğru bir hitabetle miting arkasına miting yapıyor. MHP de Gezi olaylarından farklı olarak yolsuzluğun üzerine gidiyor.
Abdullah Gül, çekingen bir karakteri olduğundan değil veya Erdoğan’a destek için değil, Erdoğan iyicene yıpransın diye konunun dışında kalıyor. Fethullah Gülen bile sustu. Bırakıyorlar Erdoğan kendi hatalarıyla kendini mahvetsin. Cemil Çiçek’e veya Taha Akyol gibi AKP’lilerin saygın bulduğu kişilikler Erdoğan’a kabus gibi gelecek laflar ediyorlar.
Basın bangır bangır her haberi veriyor. Gezi olayları gibi değil. Köşe yazarları, manşetler, sürmanşetler 6 ay önce olabileceklerden çok çok cesur. Bir iki safkan yandaş medyaya bakmayın. Neredeyse 17 Aralık’ın üzerinden bir ay geçti. Gündem yolsuzluk.
Metin Feyzioğlu, çok güzel bir rol üstlendi. “Hep eleştiriyorlar. Çözüm üretmiyorlar” imajından farklı bir durum yarattı Feyzioğlu. Kılıçdaroğlu zehir zemberek eleştirirken, Feyzioğlu gelin size yardım edelim çözün yapıyor. İyi polis kötü polis.
Mustafa Sarıgül halkta alerji yaratacak sert bir stil kullanmadan seçmenin tümüne, “gelin sizi kucaklayalım” tonunda davetkar mitigler yapıyor.
AKP tam %11 puan kaybetti. Düşüş devam etmekte. CHP sosyal demokratların alabileceği en üst sınıra getirdi oyları. MHP de muhafazakar kesimin oylarını bölmeye başladı. Oylarını %50 arttırdı. AKP yerel seçimlerde çok ciddi bir yenilgiye doğru gidiyor.
Bizim aramızda “felaket çığırtkanları” var. Bunlar yedi cücelerin somurtkanı gibi “pek tabii ki Erdoğan bu işten sıyrılacak” diyerek sağa sola moral bozuyorlar. En çok da onların sesi çıkıyor.
Aramızda bir de “aradığı aşkı bulamayan”lar var. CHP ekibinde kimi görse hemen CHP’nin lideri yapıyorlar kafalarında. Emine Ülker Tarhan, Muharrem İnce, Şafak Pavey, Metin Feyzioğlu, Mustafa Sarıgül için hemen “partinin gelecekteki lideri” yakıştırması yapıyorlar. Dur be kardeşim. Bir kitle partisi bir sürü yıldızdan oluşur. Bu kişiler gerçekten çok değerli ama herkesi hemen partinin başına oturtmayın. Kılıçdaroğlu şu anda başarılı.
Güzel olan şu: bu günlere takım çalışması ile, hepimiz uğraşarak, hepimiz üzerimize düşeni yaparak geldik. Sadece bir iktidar değişimini değil çağdaş bir demokrasiyi mücadele ederek hakkedeceğiz. Türk halkı ilk defa bunu savaşarak elde edecek ve bu bizim belleğimizde kalacak.
Sizlerden umduğumuz olabildiğince çok insanla yüzyüze konuşun ve daha güzel daha yaşanılası bir Türkiye'yi tarif edin. AKPlilerin kaygılarını dinleyin. Kaygılarına samimi cevaplar verin. Siz de kucaklayın. Olumsuz ile değil, olumlu ile insanları ikna edin.
Herşey olması gerektiği gibi gelişiyor bence. Sabredin doğru yönde ilerliyoruz.
Ahmet Tamtekin
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder