4.5G
ama hangi altyapı ile? |
|
Bu
konuda bir sorun da ‘altyapı’. 4.5G cep telefonu şebekesini internet üzerine taşıyor. Ama
Türkiye’de altyapı ne durumda? |
|
Tek
kelime ile ‘kötü durumda’.
Bunun temel nedeni, ülkemizde özelleştirme sırasında mevcut altyapıyı
(şebekeyi) teslim alıp, 2026 yılına kadar kullanma, paylaşma ve yatırım yapma
üzerine bir ‘İmtiyaz Anlaşması’ yapan Türk Telekom’un yatırımdan kaçınmış olması. Öyle
ki, bugün Türkiye gibi bir ülkede 2 ve hatta 4 milyon km fiber olması
gerekirken, mevcut fiber altyapımız sadece 260.000 km’dir. |
|
İkinci
sorumlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’dir. Çünkü 2010 yılından bu yana,
yatırım yapmak için defalarca başvuruda bulunan altyapı firmalarına ‘yasal kazı izni’ vermemektedir[1].
Bu nedenle de 2010-2014 arasında yapılan toplam fiber yatırımı sadece 836,6
km’dir. Hatta bu rakama 2012-2014 arasında bakarsak sadece 54,5 km’dir. |
|
Ama bu 2
sorumluya müsade eden ise BTK ve dolayısıyla Ulaştırma Bakanlığı’dır. Önce
İBB ve Türk Telekom’un yaklaşımlarına müdahale etmedikleri için, sonra 2014
yılında çıkardıkları ve fiber yatırımları, Türk Telekom’un iznine
bağlayan yönetmelik nedeniyle. |
|
Geri
kalmış bir Afrika ülkesi olan Gana’da 2011 verileri ile 660.000 km fiber var.
Halbuki Gana Türkiye’nin 1/3’ü, yalnızca 250 bin km2 yüzölçümüne sahip. Orta
düzey bir Avrupa ülkesi ve 100 bin km2 yüzölçümü olan Portekiz ise 2014
verileri ile 550.000 km fibere sahip. Bu iki ülkeyi baz alırsak, Gana
2011 sonuçlarına göre 1,8 milyon km, Portekiz 2014 verilerine göre 4 milyon
km fibere sahip olmalıydık ama sadece 260 bin km’deyiz. |
|
Dolayısıyla,
4.5G ‘adı var, kendisi yok’ olacak.
Zaten Binali Yıldırım bunun açıklamasını şimdiden‘Her
ile hemen gelmeyecek’ şeklinde yapıyor. Yani
belli merkezlerde 4.5G göreceğiz, o kadar. |
|
O zaman
bu nedir? |
|
‘O
zaman neden 4.5G getiriyorlar. Ne gerek var?’ diye
soruyorsanız, sadece gülümsüyorum. Bu yeni yapılmıyor. ‘8 MBit’e kadar’ tarifesi
2009’da duyurulduğunda, telekom operatörleri sektöründen bir arkadaşım aynen
şunu ifade etmişti; ‘vay canına çok akıllıca,
değişen bir hız olmayacak ama alınan para artacak‘.
Aynen öyle oldu. Dünya trafiğinin 1/5’ini taşıyan Akamai’nin İnternet
hızlarını verdiği raporuna bakarsanız, 2010’da Türkiye’nin ortalama hızı hâlâ
1.4 MBit idi. Buna karşılık ödenen para 8 MBit’lik idi. Buradaki püf noktası
ise ‘e kadar’ ifadesiydi. |
|
4.5G’de
de aynısı oluyor. Rakamlar artacak ama Türkiye’nin büyük bir kısmında 4.5G
kullanamıyor olacaksınız. Çünkü gerekenin 15 ya da 20’de biri altyapı ile
ancak bu kadarı olur. |
|
‘Digital
divide’ |
|
İşte
bu noktada tekrar hatırlatalım; bu gecikmeli teknolojiler ve gecikmiş
düzenlemeler, bir firmayı koruyan tekelci yaklaşımlar, Türkiye’ye geride
kalma olarak dönecek, dönüyor. Yani diğer ülkeler bu teknolojileri daha önce
kullandıkları için ekonomileri gelişip, bizim önümüze geçerken, biz geride
kalıp, ‘gece yarısı Bakan ile Cumhurbaşkanı nasıl da
4.5G görüşmesi yaptı’ya da ‘4.5G geldi hayatlarımız değişiyor’ ile
avunacağız. |
|
Bu
teknolojilerde sadece tüketici miyiz? |
|
Bu
konuda son söyleyeceğim sözler ise şöyle; 1980’lerde atılıma geçen,
1990’lardaki siyasileşme ile duraklama dönemine giren Türkiye telekom
sektörü, 2000’ler sonrasında gerileme dönemindedir. Bütün cafcaflı ‘Avrupa’da en çok mobil konuşturan ülkeyiz’, ‘bilmemkaç yüz tane işletmeci
lisansı verdik’ ifadelerinin arka planına
bakın, işletmeci sayısı düşen, ciroları aynı yerde sayan ve hatta dolar
karşısında gerileyen, karlılıkları düşen bir sektör göreceksiniz. |
|
Teknolojiyi
almakta, uygulamakta, regülasyonların uygulanmasında, tekelci yaklaşımlarda
bulunmanın getirdiği vizyonsuzlukta en son nokta ise, maalesef 4G yerli baz
istasyonları konusunda görülüyor. |
|
Ülkemizde Teletaş ile başlayan üretimcilik nasıl baltalanmışsa, bugün de ULAK konusundaki vizyonsuzluk aynı düzeydedir. Bir
şekilde dünyanın 6 üreticisinden birisi olma şansını, yabancı markaların
yanında harcıyor muyuz? Bunu geçen yıl Savunma Sanayi Müsteşar
yardımcısı Orhan Öge’nin sinirli sözleriyle
düşünmeye başladık. |
|
Bu
sektörde üretici yerine tüketici olmamızın bir boyutunda, teknolojilerin
alımında geri kalmak, düzenlemelerde yetersizlik ve vizyon eksikliği var.
Bunu da unutmayın. |
|
Sizin
sorumluluğunuz |
|
Haberleşme
teknolojilerinde, üretici ya da tüketici olma vizyonu konusunda eksiklik
sadece işletmeci ve düzenleyicilerde değil, kullanıcılarda da var. Gerek
sanayicilerin, gerek ihracatçıların, gerek gazetecilerin, eğitimcilerin ve
düz kullanıcıların, satın aldıkları hizmetin çeşitliliği ve
kalitesi konusunda uyanık olması, talepte bulunması, gerektiğinde
şikayet etmesi gerekli. Bu olmadığı için de bugünkü durumda
herkesin sorumluluğu var. |
|
|
|
[1] Önüne gelen şehrin bir yerini kazmasın diye, şehirlerde
kazı yapacak olanlar belediyeden izin alırlar. Bu izin konusu Türk Telekom
için devlet zamanından kalma yöntemle veriliyor. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder